Diğer tıp dallarında kullanılan ilaçların içinde gözü en çok ilgilendirenler :
Antibiyotikler: Göze patojen ( zarar veren ) bakteriler genelde genito-üriner ( üreme ve idrar yolları ) sistemine patojen bakterilerin benzerleridir. Bu nedenle seçilecek antibiyotik gram (-) mikroplara etkililerden olmalıdır.
Penisilin ve türevleri göz çevresindeki yumuşak doku iltihaplarına etkili olmalarına karşın, moleküllerinin büyük olmalarından dolayı gözün içine giremezler, bu sebeple de genellikle göziçi iltihaplarında fayda sağlamazlar…
Psikiatri tedavisinde kullanılan ilaçlar : Genelde Göziçi Basıncını yükselttikleri için mutlaka Göz Doktoru kontrolünde kullanılmalıdırlar !!
Mannitol gibi Göziçi basıncını düşüren osmotik ajanlar
Diazomid gibi Göziçi basıncını düşüren diüretikler (idrar söktürücüler )
Steroidler ( Kortizon ve Türevleri ) :Yerel ilaçlarda bahsedilecektir…
Yerel İlaçlar (Göz Pomadı ve Damlaları)
Sistemik yoldan verilenlerin aksine lokal uygulanan ilaçların göze etkisi çok fazladır, buna karşın ilacın gözyaşı ile dilüe olması ( sulanması ), dışa ve nazolakrimal kanaldan buruna akması etkilerini azaltır. Bu ilaçları 5 gruba ayırabiliriz :
Göz bebeğini büyütücü (midriyatik) damlalar : Atropin, Fenilefrin vs… Bunlar geçici yakın görme bozukluğu yaparlar…
Göz bebeğini küçültücü (miyotik) damlalar : Pilokarpin vs…. Bunlar geçici miyopi oluştururlar !!! Antibiyotikli damla ve pomatlar.
Kortizonlu damla ve pomatlar : Glokoma (göz tansiyonu = karasu), katarakta, herpetik ve fungal keratite neden olduklarından kesinlikle doktorlarından habersiz kullanılmamalıdır !!!
Lokal uyuşturucular : Pantokain vs.. gibi ilaçlar kornea epitelinin dökmesine neden oldukları ve oluşabilecek iltihabın anlaşılmasını gizledikleri için doktordan habersiz kullanılmamalıdır !!!
Göze Damla damlatılması ve Pomat sürülmesi :
Göze damla damlatmak için hasta yukarı baktırılırken alt kapak hafifçe aşağı doğru çekilir ve 1 tek damla alt kapak içine doğru damlatılır, hastaya aşağı bakması ve 2 dakika gözünü kapalı tutması söylenir.
Eğer birkaç damla arka arkaya damlatılacak ise mutlaka aralarına 5 dakika fark olmalıdır; çünkü ya 2. damla dışarı gider veya 1. damlanın dışarı akmasına neden olarak etkisini çok azaltır….
Göze pomat sürmek için ise yine hasta yukarı baktırılır, çekilen alt kapağın içine içten dışa veya dıştan içe doğru tüpün ucu göz kapağına değmeyecek şekilde ve şerit halinde sürülür…
Günümüz çalışma yaşamında kuşkusuz bilgisayarlar vazgeçilmez araçlar; ekrana bakarken gözümüzde oluşan yorgunluk belirtilerinin farkına varıp belki de ara sıra gözümüzü dinlendirmeye çalıştığımız da oluyor. Ancak basit gibi görünen bu olaylar bazen ciddi göz problemlerinin belirtisi veya nedeni olabilir.
Bilgisayara bağlı olan belirtilerin görülme sıklığı ve şiddeti kişiye bağlı görsel bozuklukların yanı sıra çalışma ortamının düzenine ve kişinin alışkanlıklarına göre değişiklik gösterir. ‘Bilgisayara Bağlı Göz Yorgunluğu’ olarak adlandırılan bu rahatsızlık, bilgisayar kullanımına bağlı olarak gelişen gözün kendisinde veya görme keskinliğinde meydana gelen problemler bütünüdür. Birçok belirti bir arada ya da tek başına görülebilir:
Yorgun ve ağrılı gözler
Bulanık görme
Yanma ve batma
Kuruluk hissi
Sulanma
Kızarıklık
Gözleri kısarak bakma
Odaklama zorluğu
Çift görme
Işık hassasiyeti
Baş ağrısı
Boyun, sırt ve omuz ağrısı gibi yakınmalarınız oluyorsa göz yorgunluğunuz var demektir.
Bazı basit önlemler ile bilgisayarın neden olduğu göz problemlerinin bir kısmından kurtulmamız mümkün:
Monitörünüz düşük titreşimli ve mümkün olduğunca büyük olsun (mümkünse LCD )
Bilgisayar ekranınız baş seviyesinde olsun.
Ekran rengi olarak koyu renkler yerine açık renkleri tercih edin.
Ekranınızı dış ortamdan yansıma olmayacak şekilde yerleştirin.
Ekran koruyucunuzu mümkün olduğunca sık devreye girecek şekilde ayarlayın.
Normalde okuma mesafesi 30 – 40cm kabul edilerek okuma gözlükleri buna göre ayarlanmıştır. Bilgisayar ekranı ise bu mesafeden daha uzakta olduğundan bilgisayar başında okuma gözlüğü kullananların göz yorgunluğunu azaltabilmeleri için farklı bir gözlük kullanmaları gerekebilir.
Ekran karşısında mümkün olduğunca sık gözünüzü kırpın. Zaten kontakt lens kullananların zaten göz kuruluğuna bağlı olarak yanma, batma gibi yakınmaları olabilir. Buna bir de gün boyu bilgisayar başında çalışma eklendiğinde bu tip şikayetlerin artması kaçınılmazdır. Bu nedenle kontakt lenslerinizin oksijen geçirgenlik miktarına dikkat ediniz ve lenslerinizi doktor kontrolünde uygulayınız.
Mümkünse klimanın karşısında veya yakınında çalışmayın; çünkü klima ve sıcak hava fanları havadaki rutubeti aldığı için gözünüz daha sık kuruyacaktır.
Gözlükleriniz mutlaka antiröfle (antireflet: yansıtmayı engelleyici)) olsun.
Yukarıda sıralanan öneriler, herkesin yapabileceği işlemlerdir. Fakat daha önemlisi, göz yorgunluğu belirtileriniz varsa, mutlaka bir göz doktoruna görünmeniz gerekir. Genelde çok hafif miyop, hipermetrop veya astigmat olan kişiler gözlerini zorlayarak görmeye çalışırlar. Bu nedenle de belli belirsiz göz ağrıları olur. Ağrılar hafif olduğundan pek önemsenmez. Halbuki göz doktorunuz size kırıcılık kusurunuza veya dışarıdan belli olmayan hafif kaymanıza yönelik bazı tedaviler uygulayacaktır.
Tedavinizi, gözlük numaranızı ve lens türünüzü siz belirleyemeyeceğinize göre en ufak şikayetinizde mutlaka ve beklemeden güvendiğiniz bir göz doktoruna görünün.
Her üç kadından en az ikisi ve her dört erkekten biri baş ağrısından şikayet ediyor ve ağrılarından kurtulmak için ilaç kullanıyor. Baş ağrıları genelde göz, kulak-burun-boğaz veya beyinden kaynaklanabilir. çoğunlukla en ufak bir baş ağrısının nedenini nedense gözümüzde ararız.
Halbuki genelde iki küçücük göz yuvarlağı baş ağrılarının nedeni değildirler…
1- Gözden kaynaklanan baş ağrıları çoğunlukla astigmat, hipermetrop, miyop olan kişilerin kendilerine bu hastalıkları konduramadıkları için gözlük kullanmamalarından ileri gelir. Ayrıca alınan bir gözlüğü 3-4 sene boyunca değiştirmeden kullanmak, değişmiş olan göz numarasını artık düzeltemeyeceği için şakaklarınıza vuran ağrı nedeni olabilir. Nadiren akut glokom krizi adını verdiğimiz ani göz içi basıncı yükselmelerinde bulanık görme, mide bulantısı ile beraber şiddetli göz ve baş ağrısı görülebilir.
2- Göz ağrıları ile en sık karışanlar sinüzit ağrılarıdır. Genelde göz yuvasının üstünde bulunan frontal sinüs ile göz yuvasının tam altında bulunan maksiller sinüs iltihaplarında ortaya çıkan ağrının odağı her iki sinüsün tam ortasında bulunan ve hiç kabahati olmayan göz sanılır.
3- Bunların dışındaki baş ağrılarının diğer nedenlerini de kısaca açıklamaya çalışalım :
Migren Ağrısı Dünyada milyonlarca insan, özellikle kadınlar migren atakları yaşıyor bu ataklar üç güne kadar devam edebiliyor. Belirtileri çoğunlukla, ağrıların çarpıntı, zonklama olarak gelmesi, mide bulantısı, zaman zaman kusma ve görüşte bulanıklık olarak ortaya çıkıyor. Ağrıyı nelerin tetiklediğini öğrenmek için yaşantınızı ve beslenmenizi gözlem altında tutmanız size faydalı olabilir.
Gerginlik Ağrısı Bu tip baş ağrısı, boyun, başın üst kısmı ve çenedeki kasların aşırı gerilmesine neden olan kötü duruştan kaynaklanıyor. Başın çevresinde, yüzücü bonesinin yarattığı baskıya benzer bir basınç hissedilir. Boyun sertleşir ve ağrır. İnsanların yüzde 60’ı her gün bu tip baş ağrısı çeker.
Hafta Sonu Ağrısı Başın ön kısmında zonklama olarak kendini gösteren bu tip baş ağrısı gerçekten de genellikle hafta sonları ortaya çıkar. Nedeni de hafta içinde sık sık tüketilen çay ve kahvenin hafta sonu tüketiminin azalmasıyla ortaya çıkan kafein eksikliğindir. Bu eksiklik, kan damarının genişleyerek baş ağrısı yapmasına neden olur.
İlaçların Neden Olduğu Ağrı Bu tip baş ağrısının belirtileri, gelip giden ağrılarla uyanmaktır. Nedeni ise düzenli olarak kullanılan ağrı kesicilerdir. Çünkü düzenli olarak kullanılan ağrı kesiciler, beynin, aldığı ağrı sinyallerini giderme sistemini bozarlar.
Kafa içi Basınç Artması Sendromu ( K İ B A S ) adı verilen durumlarda yani, genellikle Kafa içinde yer kaplayan tümör ve benzeri lezyonlarda başağrısı görülebilir.
Türkiye’ de ilk defa ve 15 seneden beri orta şiddette renk körlerine yardımcı olan kromatik lensleri uygulamaktayım..
Renk körlüğü genelde doğuştan bir hastalık olup, ne yazık ki tedavisi yoktur. Buna karşılık, üzerinde iki sene çalışarak yurdumuzda uyguladığım kontakt lensler, renkli görme bozuklukları olanlara % 90′ a varan fayda sağlamaktadır.
Aşağıdaki resimde ise X ile başlayıp X biten bir yol göreceksiniz..
Eğer göremiyorsanız bir göz doktoruna başvurun.
Değerli Hastalarım,
Sabah Gazetesinde Renk Körlüğü Konusunda 28.05.2009 tarihinde yayınlanan röportajımın linkini ve yazısını aşağıda bulacaksınız:
Türkiye’de renk körlüğüne çözümde Türk doktor Ahmet Girgin büyük bir ilke imza attı. Renk körlüğüne yerli çözüm üreten Doktor Girgin’in çalışması geçtiğimiz günlerde katıldığı Amerika-Asya-Pasifik Birleştirilmiş Kongresi’nde büyük ilgi gördü.
Çalışması sırasında hiç bir klinik ve bakanlıktan yardım görmediğini vurgulayan Doktor Girgin, “Bazı meslektaşlarım bu lenslerin –daha denemeden- işe yaramayacağını bile söylemişler. Bunun üzerine çalışmamı önce 40. Türk Oftalmoloji Kongresinde, daha sonra 2008 Dünya Oftalmoloji Kongresinde tebliğ olarak sundum. Geçen sene Hong Kong’daki Dünya Oftalmoloji Kongresinde tebliğ dikkat çekince, bu sene Amerika-Asya-Pasifik Birleştirilmiş Kongresine sempozyum katılımcısı olarak davet edildim ve buradaki konuşmam da günün en önemli 8 sunumu arasına girerek internette yayınlandı” açıklamasını yaptı.
Girgin, çalışmalarıyla ilgili şöyle konuştu: “Aslında bu lenslerin hikayesi 1997 senesine kadar uzanır. O tarihte bulunan ve daha sonra Kromajen lensler olarak adlandırılan lensleri Türkiye’ye sokmak için Ankaralı bir firma çok uğraşmıştı. Nedendir bilinmez izin alamayınca, ben de bu lensleri Türkiye’de yapamaz mıyız diye düşünerek, Galatasaray Lisesinden bir arkadaşım ile çalışmaya başladık. Arkadaşım rahmetli Muhlis Başay Kesin Kontakt Lens firmasının sahibi idi ve birkaç ay uğraşarak Türkiye’de ilk defa bu lensleri imal ettik ve uygulamaya başladım. İstatistiksel çalışmaları da değerli Meslektaşım Dr. Hilmi Or yaptı.”
Doktor Girgin, lenslerin işleyişini ise şöyle anlattı: “Normal insan doğadaki 10.000 renk tonunu fark edebilir. Halbuki kısmi renk körlüğü olanlar ancak 2.000 civarında tonu ayırabilirler. İşte bu kişilere lensler uygulanınca ayırt ettikleri ton sayısı 6.000’e kadar çıkmakta. Tabi bu rakam normal insanlara göre yine de az. Ama renk körlerine için 3 misli fazla renk ayırt etmelerine imkan sağlamakta ve bu da onlar için çok, ama çok önemli. Hatta bazı hastalarım lensler uygulandıktan sonra arabaların kırmızı stop lambalarını fark ederek ‘Aa, bakın arabanın arkası yanıyor’ gibi yorumlarda bulunmakta. Çünkü o zamana kadar kırmızı tonunu hiç görmemişler. Doğal olarak lensler çıkartıldığı zaman kişi eski haline dönmekte yani renk körü olmakta. Renk körlüğü cinsiyete bağlı geçtiği için kadınlarda çok nadir görülür. Fakat erkeklerde bu oran % 8’e kadar çıkmakta. En sık rastlanan kırmızı, yeşil renk körlüğüdür. Mavi renk körlüğü çok daha nadir görülmekte. Doğal olarak kişi tümüyle renk körü ise, lenslerden hiçbir fayda görmeyecek. Çünkü tabiattaki renkleri yalnız grinin tonları olarak fark etmektedirler.”
“Kromajen lenslerin başarısı %97 iken, bizim lenslerimizin başarısı %89’a ulaşabilmiştir” diyen Doktor Girgin, bunun hastalar için çok büyük bir kazanç olduğunu ifade etti.
Değerli Hastalarım,
Sabah Gazetesinde Renk Körlüğü Konusunda 1.1.2005 tarihinde yayınlanan röportajımı aşağıda bulacaksınız:
Renk körlerine özel kontakt lens müjdesi
Göz doktoru Ahmet Girgin, orta seviyede renk körü olanlara yardımcı olan renkli lens uygulamasını Türkiye’de başlattı.
Genelde doğuştan gelen bir hastalık olan renk körlüğünün tedavisi de mümkün değil. Ancak belli bir seviyedeki renk körlerinin problemini ortadan kaldırmak için renkli kontakt lenslerden faydalanılıyor. Dr. Ahmet Girgin, Türkiye’de kendi geliştirdiği kırmızı, sarı ve yeşil tonlarındaki lenslerle renk körlüğünün önlenebildiğini söylüyor: “Renk körlüğü insanın gözündeki bazı maddelerin eksikliğinden kaynaklanır. Gözün arkasındaki retina tabakasında renkleri seçen hücreler vardır. Bunlar üç rengi seçer, kırmızı, yeşil ve mavi. Bunlardan birini seçmediği zaman öbür iki rengin karışımlarını algılar. Bu üç renk içinde biri eksikse bu lenslerin faydası oluyor. İkisi eksikse yarım fayda sağlıyor, ama üçü birden eksikse yapılacak bir şey yok.”
Yurtdışında da renk körlüğüne yönelik lens uygulamaları olduğunu belirten Dr. Ahmet Girgin, Türkiye’de tamamen kendi imkanlarıyla bu çalışmayı yaptıklarını ekliyor. Bu lensleri geliştirmek için iki yıl uğraştığını anlatan Girgin, toplumda çok sık rastlanmasa da mevcut olan rahatsızlıkların geç tespit edildiğini söylüyor:
“Aileler çocuklarını erken yaşta kontrole götürmeli. Genelde çocuğun rahatsızlığından haberdar olmuyorlar. Çünkü çocukta farkında olmuyor. Sonra askerde ya da ehliyet alırken fark ediliyor.”
Özel bir testle teşhis konulan renk körlerinin gündelik hayat içinde sıkıntı yaşadıkları konuların başında trafik ışıkları geliyor. Dr. Ahmet Girgin, ayrıca tekstil gibi renklerin ön planda olduğu sektörlerde görev yapanlar açısından da önemli bir rahatsızlık olduğu görüşünde:
“Tekstilde çalışan bir hastam, ‘Benim hiçbir problemim yok. Renk körü olduğumu bilmiyorlar’ dedi. Sonra kendisine koyu kırmızı tonunda bir lens taktık. Hemen hemen bütün renkleri fark eder oldu. O da şaşırdı. ‘Bakın buna ben yeşil diyordum ama kahverengiymiş’ dedi. Zaten bana gelen renk körlerine bu lensleri taktığım zaman birden şaşırıyor.”
Neslihan Tunç
Değerli Hastalarım,
Hürriyet Gazetesinde Renk Körlüğü Konusunda 10.3.2005 tarihinde yayınlanan röportajımı da aşağıda bulacaksınız:
Renk körlerine ‘krom’lu lens
Birsel SANCAR / İSTANBUL
İki yıl uğraştıktan sonra bir lens imalatçısı ile birlikte kromatik lensi geliştirdiklerini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Girgin, ‘Lensin orta bölümünde kırmızı, yeşil ve mavi bir nokta var. Türk halkının büyük çoğunluğu koyu renk gözlü olduğu için, gözbebeğinin üzerine gelen renkli kısım görülmüyor. Ancak açık mavi ve yeşil gözlü kişiler takınca Van kedisi gibi oluyor’ dedi. Lensin ortasındaki renkli bölüme katılan kromun renklerin parlamasını sağladığını belirten Dr. Girgin, ‘Krom maddesi Amerikan arabalarında kullanılıyordu, bu sayede araba parlıyordu. Biz aynı prensipten yola çıktık. Hasta kromatik lensi taktığında, arabaların kırmızı stop lambalarını parlak bir şekilde görebiliyor’ diye konuştu.
Ehliyet verilmeli
Lensin hastalığı tedavi etmediğini, sadece takıldığı sürece renkleri görmeyi sağladığını ifade eden Girgin, ‘Almanya’da renk körleri ehliyet alabiliyor. Türkiye’de yaşayan biri renk körü ise ehliyet alamıyor’dedi. (Not: Artık ehliyet alabiliyorlar…))
Değerli Hastalarım,
2009 Mayısı’ nda Bali’ de Amerika – Asya – Pasifik Kongresi’ nde sunduğum Renk Körlüğü Lensleri üzerine çalışmam internette de yayınlandı:
2009 Dünya Kongresindeki Renk Körlüğü Lensleri Sunumum
Bazı Hastalar Renk Görme Bozukluğunu düzelten gözlüklerin olup olmadığını soruyorlar; Cevap:
yurdumuzda yok
yurt dışında var
Lakin, aşağıdaki fotoya dikkatli bakın:
Bu renkte gözlük kullanır mısınız?
Öndeki gözlükte olduğu gibi 2 ayrı renkte 2 ayrı camlı gözlük kullanır mısınız?
Renk körlüğü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz
Görme Alanı insanın fark etmediği halde gördüğü tüm alanların toplamıdır.
Özel bir alet ile ölçülür ve bize inanılmayacak bilgiler sunar:
Yukarıda Normal Görme Alanı olan bir kişinin algıladığı görüntüyü görmektesiniz.
Beynin ortasındaki göz sinirlerinin çaprazlaştığı Optik Kiazma lezyonlarında görme genelde her iki yandan daralır.
Optik Kiazma’ nın arkasındaki beyin lezyonlarında ise görme genelde bir yandan daralır; bu durumda hasta sağ veya sol yandan gelenleri görmediği için kaza yapabilir !
Glokomda görme yay şeklinde kaybolmaya başlar, aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi daireye dönüşür ve nihayet tam körlük yerleşir !
Retina Dejeneresanslı (Örneğin: Tavukkarası) hastaların da Görme Alanı çok daralmıştır ve neredeyse bir tüp içinden bakar gibi görürler..
Makula (Sarı Nokta) yani Merkez Görme Noktası lezyonlarında bakılan yer görülemez; ama etraf görülebilmektedir !
Önemli Hatırlatma :
Yukarıdaki görüntüler, halkımızın anlayabilmesi için çok sadeleştirilmiş açıklamalar içermektedir ve kesinlikle teşhis amacıyla yorumlanamaz !
Kesin teşhis için Göz Doktorunuzun tavsiyelerine uymanız gerekir !
Günümüzde yaygın kullanım alanı olan kontakt lensler hakkında hastalar bazı yanlış fikirler edinmişlerdir. Burada renkli lensler üzerine oluşan bu düşünceleri mümkün olduğunca açıklamaya çalışacağım; ama her şeyden önce 2 (veya 3) tip lens olduğunu belirtmeliyim :
1- Sert Lensler: zaman içinde çok gelişim göstermişler, gaz geçirgen maddelerden ve bilhassa silikon ko-polimerlerinden yapılmaya başlanmıştır. Bunlar halk arasında yanlış olarak yarı yumuşak lensler diye anılmaktadırlar..
2- Yumuşak Lensler: sertlerden daha büyüktürler ve deniz anası gibi gözün tüm kornea tabakasını kaplarlar.
3- Hibrid Lensler: Bu lenslerde her iki lens maddesi de bulunmaktadır; ortası sert, göze temas eden çevre kısmı yumuşak lens yapısındadırlar. Genelde skleral lensler gibi keratokonus hastalarında kullanılırlar.
Lens kullanmak isteyenlere en önemli tavsiyem, günlük lens yerine uzun süreli lens kullanmalarıdır; ama uzun süreli lensleri günlük kullanmak şartıyla! Bu 2 tip lens arasında fiyat farkı çok olmadığından gözlerinizin oksijen alabilmesi için uzun süreli lensleri tercih edin : bu tip lensler uyurken bile yani, göz kapakları kapalı olduğu halde gözün nefes alıp vermesini engellememektedirler ve bugüne kadar bu düşünce ile verdiğim ister silikon, ister yumuşak lens kullananlar olsun hiç bir hastamda uzun kullanıma bağlı yan etki görülmediğini kıvançla belirtmek isterim.
Renkli lensler denince ise, göz rengimizi değiştirmeleri isteniyor, ama nasıl yapıldıkları, ne kadar oksijen geçirdikleri, kullanım incelikleri hiç önemsenmiyor; örneğin göz sağlığı açısından önerilmesi gerekenler nokta nokta boyalı olanlardır: bu tip lensler, noktalar arasındaki bölümlerden oksijenin geçmesini sağlarlar, ama bu lenslerin de günlük olanları vardır: sonuç olarak en doğrusu, nokta nokta boyalı lenslerin uzun süreli olanlarını günlük kullanmaktır. Birkaç senedir nokta boyalı lenslerin 1-3 ay gibi çok kısa ömürlü, fakat fiyatları da uzun sürelilerden çok ucuz olanlar da mevcut. Bazı hastalar ise bu ucuz lensleri daha da uzun süre kullanmaya çalışıyorlar ve tabii sonra çok tatsız sonuçlarla, tedavi olmak için muayeneye geliyorlar… (Bakınız sayfa altındaki tıbbi makale özeti veya çevirisi)
Piyasada bulunan yumuşak lensler, çok yüksek astigmatı düzeltemediklerinden bu durumda olanlara ya gaz geçirgen, ya torik yumuşak lensler kullanmalarını veya Ekzimer Laser / LASIK/ Intralase / FemtoSecond Laserolmalarını öneririm.
Denizde veya havuzda hiç bir lensin kullanılması tavsiye edilmez: çünkü yumuşak lensler, deniz suyunun tuzunu emeceklerinden yapıları bozulur, sert lensler ise göze yapışmadığından deniz veya havuz suyu bu lensleri alır, götürür…
Doktorunuzun lensleriniz için önerdiği solüsyonları onun haberi olmadan değiştirmeyin ve klasik lensler için protein tabletlerinin kullanımını aksatmayın.
Türkiye’ de ilk defa ve 10 seneden beri orta şiddette renk körlerine yardımcı olan kromatik lensleri uygulamaktayım..
Renk körlüğü genelde doğuştan bir hastalık olup ne yazık ki tedavisi yoktur. Buna karşılık, üzerinde iki sene çalışarak yurdumuzda uyguladığım kontakt lensler, renkli görme bozuklukları olanlara % 90′ a varan fayda sağlamaktadır. Bu konuda bilgilenmek isterseniz:
Son olarak söyleyebileceğim ise: lenslerinizi doktor olmayan lens merkezleri yerine mutlaka uzman göz doktorun kontrolünde uygulamanızdır…
Eğer doktor kontrolünde değil de, lenslerinizi lens merkezlerinde bilinçsiz kişilerden alırsanız gözlerinizde tatsız olaylar gelişebilir. Bunun en son ve belirgin örneği ise, aşağıda sizlere özetini sunduğum Ekim 2003 tarihindeki “Eye Contact Lenses” tıbbi mecmuasında yayınlanan bir yazıdır. İngilizce bilenler bu yazının önemini hemen kavrayacaklardır. Fakat İngilizce bilmeyenler için özetin Türkçe’sini sizlere sunuyorum. Benzer konulara erişebilmek için sağ altta görülen “Related Articles, Links” linkine tıklayabilirsiniz.
Lisanssız satıcılardan alınan kozmetik kontakt lenslerin kullanımına bağlı olarak oluşan göz komplikasyonları:Steinemann TL, Pinninti U, Szczotka LB, Eiferman RA, Price FW Jr.
ÖZET Amaç : Ehil olmayan satıcılardan alınan kozmetik kontakt lenslerin gözde yaptığı komplikasyonlara dikkat çekmek.
Sonuç : Biri erkek olmak üzere toplam altı hasta, numarasız kozmetik lensler kullanımı sonrasında akut göz ağrısı ve kızarıklığı nedeniyle acilen hastaneye müracaat ettiler. Hastalardan hiçbiri daha önce kontakt lens veya gözlük kullanmamıştı. Ayrıca lenslerin hiçbiri göz sağlığı konusunda deneyimi olan profesyonel kişiler tarafından verilmemişti. Bir hastada Pseudomonas Keratiti gelişti. Ve bu hastanın daha sonra penetran keratoplasti ile görmesi düzeltilmeye çalışıldı (Penetran Keratoplasti halk arasında ölü gözü nakli olarak geçer. Bu notu eklememin nedeni uzman olmayan kişiler tarafından verilen lensler yüzünden gözünüzü kaybedebileceğinizi anlatabilmektir).
Yorum : Renkli Kontakt lensler ne yazık ki genelde reçetesiz ve kozmetik, aksesuar satışı yapan dükkanlar gibi izni olmayan satıcılar tarafından verilmektedir. Bu lensler ayrıca kullanma uyarıları yapılmadan teslim edilmektedirler. Sonuç olarak ta bilgilendirilmeyen lens kullanıcıları, ileride akut, görmeyi etkileyen iltihap ve enflamasyonlar ile karşılaşabilmektedirler.
Ocular complications associated with the use of cosmetic contact lenses from unlicensed vendors.
Steinemann TL, Pinninti U, Szczotka LB, Eiferman RA, Price FW Jr.
SUMMARY:
PURPOSE To call attention to the unauthorized sale of cosmetic contact lenses, resulting in ocular complications.
Design Observational case report.
METHODS Retrospective, observational, clinical practice setting.
RESULTS Six patients (five female and one male) were seen urgently for acute eye pain and redness after wearing cosmetic plano contact lenses. None of the patients had previously worn a contact lens or spectacle correction. None of the lenses were dispensed by eye care professionals. One patient developed pseudomonal keratitis, ultimately requiring penetrating keratoplasty for visual rehabilitation.
CONCLUSIONS Colored contact lenses are being dispensed without a prescription or fitting from unlicensed vendors, such as cosmetics, convenience, and accessory stores. Lenses are sold individually and without care instructions. Consequently, uninformed lens wearers are experiencing acute, vision-threatening infections and inflammation
Silikon Hidrojel Kontakt Lenslerin 30 gün kesintisiz takılmalarının kornea kalınlığına etkisi: Yeniad B, Adam YS, Bilgin LK, Gozum N. ( İstanbul Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları A.B.D. )
ÖZET Amaç : 30 gün devamlı takılan kontakt lenslerin (Focus Night & Day) kornea kalınlığı ve fizyolojisine etkileri
Sonuç : Tüm hastaların görme keskinlikleri korunmuştur. Bir hastada çalışmanın sonunda limbal vaskülarizasyon (göz renkli kısım çevresinde damarlanma) görülmüştür. Bir başka hastada 15. günde kornea epitelinde punktat defektler ( kornea epitelinde nokta nokta tahribat ) görülmüş ve lens çıkarılınca düzelmişlerdir. Değişik bölgelerde ortalama kornea kalınlığında 14 ile 38 mikron arasında belirgin bir artma olduğu saptanmıştır.
Yorum : Tüm hastaların görme keskinlikleri korunmuştur. Limbal neovaskülarizasyon vepunktat korne epitel defekti dışında önemli bir komplikasyona rastlamamıştır. Aylık (Focus Night & Day) kontakt lenslerinin yüksek oksijen geçirgenliklerine rağmen, ortalama kornea merkez ve cevre kısmının kalınlıklarında artış gözlenmiştir. Bu kalınlık artışının kornea metabolizmasına etkisi olabilir.
Effect of 30-day continuous wear of silicone hydrogel contact lenses on corneal thickness.
Yeniad B, Adam YS, Bilgin LK, Gozum N.
Department of Ophthalmology, Istanbul Faculty of Medicine, Istanbul University, Capa Istanbul 34390, Turkey. byeniad@yahoo.com
PURPOSE: To investigate the effect of 30-day continuous-wear contact lenses (Focus Night & Day) on corneal thickness and physiology.
METHODS: Twenty-six myopic eyes with no history of contact lens wear were fitted with silicone hydrogel contact lenses. Complete ophthalmologic examinations, corneal topography, and corneal thickness measurements at the center and eight peripheral areas were performed before fitting and at each visit, namely on day 1, day 10, and 1 month. Mean corneal thicknesses were statistically compared by using one-way repeated-measures analysis of variance.
RESULTS: All patients maintained their 20/20 vision with correction. Limbal vascularization was noted in one patient at the end of the study. No patient had subjective complaints. In another patient, a punctate corneal epithelial defect was noted on the 15th day, but it healed when the contact lens was removed for a day. The mean corneal thicknesses in different regions were significantly increased by approximately 14 to 38 microm compared with baseline measurements. There were no significant differences between the corneal topography taken on the first day and the one taken at the end of the first month.
CONCLUSIONS: All patients maintained their visual acuity. Apart from the limbal vascularization and punctate epithelial corneal defects, which resolved when the contact lens was removed for 1 day, no serious complications were noted. Despite the high oxygen permeability of the monthly Night & Day contact lenses, the mean central and peripheral corneal thicknesses increased. These increases indicate that these lenses may have an effect on corneal metabolis
Aşağıdaki soruya evet cevabı verirseniz, sağındaki bölümü okuyun.
Aşağıdaki soruya hayır cevabı verirseniz, bir alt satıra geçin ve aynı işlemi yineleyin.
Kolay gelsin…
Gözleriniz kızarıyor, sulanıyor mu ?
Acaba mikrobik konjonktivitiniz mi var? Sabah çapaklanma oluyor mu? Bu rahatsızlık genelde bebeklerde ve yumuşak kontak lens kullananlarda görülür: bakınız Kontakt lensler
Gözleriniz kaşınıyor ve kızarıyor mu ?
Acaba alerjik konjonktivitiniz mi var? Bu rahatsızlık genelde ilkbahar da saman nezlesi mevsiminde çıkar, ancak kozmetik maddeler ve makyaj malzemeleri de neden olabilirler.
Gözleriniz de Kuruma hissediyor musunuz ?
Aynı zamanda eklem ağrılarınız da var mı ? Genel de romatizma, diyabet veya ağız kuruluğu yapan ilaçlara bağlıdır: Suni göz yaşı ile bir çok hasta rahatlar: ama çok kişide hastalık tümüyle düzelmez ! (Bakınız: Kuru Göz)
Bilgisayar veya TV başında uzun süre kalıyor musunuz?
Gün sonunda göz ağrılarınız oluyor mu ?
Acaba fark etmediğiniz bir astigmat veya hipermetropunuz mu var ? Mutlaka muayene olup, gözlük gereksiniminiz olup olmadığını öğrenin..
Göz kapaklarınız şişiyor ve kirpik diplerinde pullanma oluyor mu ?
Ya kozmetiklerden, veya kirpik dibi iltihabından veya az astigmattan oluşur… Eğer makyaj malzemelerinizi değiştirdiğiniz halde şikayetler devam ediyorsa bir Göz Hastalıkları Uzmanına görünün..
Gözlerinizin birinin görüşü diğerine göre farklı mı ?
Gözün içinden gelen sinsi bir ağrı var mı ? Ya görme kusurunuz vardır veya kataraktgelişiyordur… Sinsi Ağrı : Ya göz içi iltihabı veya göz tansiyonu olabilir !! Bu durumda mutlaka Bir Göz Hastalıkları Uzmanına görünün..
Göz Doktorlarını üzen / kızdıran 2 soru ve diğerleri….
1- Gözüm kızardı ; bir damla söyleseniz de geçse !!
Göz kızarıklığının tam 17değişik nedeni vardır …
akut konjonktivit
alerjik konjonktivit
akut keratit
kuru göz (şekere, yüz felcine vs… bağlı)
akut iridosiklit (göziçi iltihabı)
akut glokom krizi
göze yabancı cisim kaçması
ve diğerleri…
Doktorunuz hangisi için ilaç söylesin de sizi hemen iyileştirsin? Ne dersiniz?
2- Hemen bir gözlük numarası yazar mısınız?
Hem gözlük numarası doktorluk değil de teknisyenlik olduğu için
hem de kısa zamanda değil bayağı zaman aldığı için alınır / üzülürüz…..
3- Doktor bey çok üzüldüm, ağladım, gözlerim bu yüzden mahvoldu!
Tam tersine! iyi ki ağladınız; böylece gözleriniz lizozim enzimi ihtiva eden gözyaşı sayesinde temizlendi, mikroplardan arındı… yani bilmeden, istemeden çok iyi bir iş yaptınız..
4- Bundan önceki doktor yanlış gözlük verdi…. Bu yüzden gözlerim mahvoldu….
5- 45-50 yaşlarındayım; yakın görmemi Lazer ile düzeltmek istiyorum, mümkün mü?
Ne yazık ki -şimdilik- mümkün değil ! Çünkü yakın görme bozukluğunu Lazer ile düzeltirsek bu sefer uzak görmeniz bozulacaktır….
Şu anki yakın görme derecenizi düzeltirsek, birkaç sene sonra yine yakın görmeniz ilerleyeceğinden tekrar ameliyat olmak ister misiniz?
Bazı meslektaşlarımız, bir gözün görmesini yakına, diğerini uzağa ayarlayarak düzeltmektedirler: bu durumda derinlik hissinizin kaybolacağını ve araba kullanırken kaza yapma ihtimalinizin artacağını biliyor musunuz?
6- Çocuğum şaşılık ameliyatı oldu, ama görmesi düzelmedi / artmadı!
Şaşılık ameliyatı estetik olarak kaymayı düzeltir, ama görme artması ancak gözlük, kapama, vs. gibi diğer yöntemlerle düzeltilir.
Şaşılık ameliyatlarında olduğu gibi, Lazer sonrası gözlükler atılabilir ama görme miktarı artmaz (veya çok az kişide arttığı görülmüştür ). Çünkü Lazer gözlüğün bir şekilde göze yapıştırılması/uygulanması işlemidir !
Halk arasında Lazer ile yapılan ameliyatın doğrusu Fakoemülsifikasyon yöntemi ile katarakt ameliyatıdır. Bu terim kısaca “Fako” ile katarakt ameliyatı diye anılsa da halk arasında yanlışlıkla lazer ile ameliyat olarak yer etmiştir ve birçok merkezde yapılmaktadır.
9- Hiç Lazerle katarakt alınmıyor mu ?
Klasik veya fako yöntemi ile katarakt ameliyatından sonra gözde bırakılan lens arka zarı bazı hastalarda donuklaşır, kesifleşirse Lazer yöntemi ile bu kesiflik açılabilir; ancak bu işlem bir ameliyat değildir ve muayene eder gibi yapılan basit bir işlemdir.
Ayrıca FemtoSecond /FemtoSaniye dediğimiz bir yöntem ile katarakt ameliyatının ön kesileri lazer ile yapılmaktadır; lakin bu yöntemde de ameliyatın ileri safhalarında katarakt yine Fako yöntemi ile parçalanıp, yenmektedir.
10- Hiç şikayetim yoksa neden göz doktoruna gideyim?
Kör olmamak için! Glokom‘ un % 90′ ının hiç bir belirti vermeden seyrettiğini biliyor musunuz?
Göz tansiyonu ölçülmedikçe Glokom teşhisi konulamaz ve belirli bir süre sonra da telafisi mümkün olmayan (= geri dönülemez) körlük yerleşir!
11- Dinlendirici gözlük nedir?
Dinlendirici gözlük yoktur!
Eğer gözünüz bozuksa, düzeltmek üzere gözlük kullanabilirsiniz. Eğer gözünüz bozuk değilse, kullanacağınız tüm gözlükler gözünüzü dinlendireceğine yoracaktır!
Dinlendirici gözlük cahil toplumlarda gözlük satmak için uydurulmuş bir yalandır.
This badge represents where the Builder content will append on the frontend. You can move this placeholder anywhere within the editor or add content before or after.
Parlak ışık gözleri rahatsız eder, ama tahrip etmez : mutlaka güneş gözlüğü gerekli değildir!
Gözlerin fazla kullanılmaları onları yorar, ama tahrip etmez!
Kuvvetli, zayıf veya yanlış gözlükler gözleri yorar,ama tahrip etmez!
Kontakt lensler ve gözlükler, göz bozukluğunu takıldıkları müddetçe düzeltirler, ama hiçbir zaman kırılma kusurlarını tümüyle yok etmezler!
Normal insanlarda gözyaşı gözleri yeterince temizler, mutlaka ıslatıcı göz damlası gerekmez!
Başağrıları genellikle göz yorgunluğundan kaynaklanmaz, hele migren hiç! (Oftalmik Migren gibi bazı baş ağrıları ışık vs… nedeni ile tetiklenebilirler, ama göz yorulmasından tetiklenme olmaz!!)
Sağlam gözler 35 yaşına kadar senelik muayene gerektirmez! (tabii önce sağlam olup olmadıklarının bakılması gerekir!)
Açık açılı glokomlu göz dıştan tamamen normal görünür ! (=Açık açılı glokomlu göz ancak göz tansiyonu ölçümü ve diğer muayene yöntemleri ile anlaşılabilir.)
Bebeklerin gözlerinin devamlı sulanması :
ya konjenital glokom (doğuştan göz tansiyonu)
veya gözyaşı yolunun tıkalı olmasındandır.
Göze kaçan kimyasal maddeler:
hiç bekletilmeden su ile yıkanarak uzaklaştırılmalı ve sulandırılmalıdır.
Asitler baz ile, bazlar asit ile kesinlikle yıkanmamalıdır!
Frank W. Newell : Ophthalmology Principles and Concepts, 4. baskı, sayfa: 147
İsterseniz şimdi yukarıdaki maddeleri teker teker açıklamaya çalışayım:
Dünyayı bir film kamerası gibi izlememize izin veren gözlerimizin değerini ancak işlevleri iyi yapamamaya başladıklarında anlarız ; ama genelde iş işten geçmiş olur. Bazen de etraftan duyduğumuz yalan-yanlış sözleri uygulayarak durumu daha da içinden çıkılmaz duruma getiririz …
İşte bu yazıda orbita dediğimiz çukurda hem kemik duvarları, hem kapaklar, hem de havadaki tozları tutarak kirpiklerle çok iyi korunan gözlerimiz hakkında hepimize yararlı olacağını inandığımız küçük noktalara değinmeye çalışacağız.
• Derler ki : “Çok okudum, çok yazdım, çok çalıştım : onun için gözlerim mahvoldu!”: Yanlış!
Gözleriniz siz istemeseniz de etrafı tarayan kameralar gibi devamlı bakmakta , yani çalışmaktadırlar. Hatta gözlerinizi kapadığınız zaman bile dikkat edin gözleriniz ışık yokluğunu, yani karanlığı görmektedir…… Demek ki gözleriniz çok okuyup yazmaktan tahrip olmaz; ancak yorulur! Yorgunluğu da dinlenince geçer…..
• Derler ki : “ Bizim zamanımızda elektrik yoktu, ışık yetersizdi : ondan gözlerim tahrip oldu..”: Yanlış!
Loş ışıkta göz bebeklerimiz , bir fotoğraf makinesinin objektifi gibi açılarak, gözün içine daha çok ışık girmesine izin verir; ancak astigmatı olan kişiler az ışıkta gözlüksüz okumaya çalışırlarsa göz bebeğinin büyümesine bağlı olarak, bulanık görürler, gözleri ağrıyabilir; ama bu olaylar göze kalıcı zararlar vermez….
• Derler ki : “Parlak ışık gözleri tahrip eder!”: Yanlış! Karanlığın tersine fazla ışıkta göz bebekleri küçülerek göze daha az ışık girmesini sağlarlar, böylece bir otomatik savunma mekanizması oluştururlar. Ama bazı açık renk gözlü kişilerde bu yeterli olmayabilir, o durumda bile kişinin gözleri tahrip olmaz! İçerde fazla ışığın yansımalarını engellemek için antirefle adı verilen camların bir miktar fayda verdiği gerçektir. Ama rahatsızlığı gidermek için ev veya büro içinde koyu renkli güneş gözlükleri takmaya gerek yoktur. Dışarıda ise güneş gözlüklerinin koyu renkli camları bilhassa güneşin zararlı ultraviyole ışınlarını emmesi açısından bize faydalı olurlar.
• Derler ki : “Bana yanlış gözlük verdikleri için gözlerim böyle bozuldu …”: Yanlış! Bir örnek ile cevap vereyim: -3.00 diyoptri gözü bozuk olan bir kişi düşünün ve ona -2.50 d. gözlük verilmiş olsun, yani gözünün numarası tam düzeltilmemiş, gözlükten sonra -0.50 d. daha bozukluğu kalıyor : aynı kişi gözlük almadan önce -3.00 d. bozuklukla dünyayı görmeye çalışıyordu , gözlüklerden sonra -0.50 d. ile görmeye çalışıyor, sizce hangi durum daha çok gözü bozar ?…
• Derler ki : “Gözlük veya kontakt lens kullandım , ama göz bozukluğum düzelmedi…”: Yanlış!
Ne gözlükler, ne de kontakt lensler göz bozukluklarını yok etmezler, yalnızca tashih ederek iyi görmenizi sağlarlar……
• Derler ki : “Gözlerim kuruyor, o nedenle gözlerimi temizlemek için bir damla damlatıyorum.”: Yanlış!
Nadir birkaç hastalık dışında çoğumuzun gözyaşı yeterlidir. Hatta gözyaşımızın dış tabakasının hafif yağlı olması nedeniyle altındaki sıvı tabakanın buharlaşarak yok olmasını engellemesi sayesinde gözyaşımız gözlerimizi umduğumuzdan daha fazla süre ıslak tutarlar ; ayrıca içinde bulunan lizozim denilen mikrop öldürücü bir madde ile de dışarıdan gelen mikroplara karşı en az ilaçlar kadar etkili bir savunma mekanizması oluştururlar. Bu arada dikkat edilmeden kortizon içeren bir damla göze damlatılırsa ilk anda bir ferahlama hissedilmesine rağmen beklenmeyen tatsız olaylar yavaş yavaş gelişebilir : mesela kortizonlu damlalar mikroplara karşı direncin kırılmasına neden olduklarından bakteriler ve bilhassa herpes adı verilen virüsler gözde üreyerek tatsız problemlere yol açabilirler. Ayrıca kortizonlu damlalar uzun süre kullanılırlarsa göziçi basıncını yükselterek glokoma da neden olabilirler.
• Genelde hastalarımız göz tansiyonunun dıştan bakışta bir belirtisi olduğunu düşünürler: Yanlış!
Akut glokom krizi dediğimiz bir özel durum haricinde glokomlu gözler dıştan tamamen normal görünürler, ancak muayenede göziçi basıncı ölçümünde veya gözdibi muayenesinde tahribat bulguları görülünce olay anlaşılabilir yani göz doktoru haricinde hiç kimsenin dışardan bakarak göz tansiyon yüksekliğini anlamasının imkanı yoktur….
• Derler ki : “Yakından televizyon izlemek gözleri bozar”: Yanlış! Televizyon monitörlerinin radyasyon yaydığı bilinen bir gerçektir; ancak bir süre yakından televizyon izlemek radyasyona bağlı katarakt veya retina hasarına neden olmaz. Sağlıklı gözlerin temelleri çocukluk çağlarında atılır. Özellikle okul öncesi yaştaki çocuklar televizyonu yakından seyretmeyi severler. Genellikle bunun nedeni merak ve çocuğun ilk kez gördüğü renkli, hareketli ve ses çıkartan görüntülere olan ilgisidir. Görme ve işitme problemi olan çocuklar da televizyonu yakından izleme eğilimindedir; ancak görme sorunu olmayan bir çocuk yakından televizyon izliyor diye miyop, hipermetrop veya astigmat olmaz.
• Derler ki : “Bilgisayar oyunları gözü bozar”: Yanlış! Uzun süre bilgisayar oyunu oynamak gözleri ve beyni yorar, göz kuruluğuna neden olur; ancak direkt olarak herhangi bir göz bozukluğuna (miyop, hipermetrop, astigmat gibi) yol açmaz.
• Derler ki : “Gözlüğü bir kere takarsan numaralar hep artar”: Yanlış! Gözlük “miyop”, “hipermetrop” ve “astigmat” adı verilen kırma kusurlarını düzelterek daha net görmemizi sağlar. Gözlük takmak numaraların düşmesini sağlamadığı gibi artmasına da neden olmaz. Gözlük ayakkabı gibidir: sokağa yalın ayak çıkarsanız, yürürsünüz, ama rahatsız yürürsünüz. Bir kere ayakkabının rahatlığına alışınca artık ayakkabısız çıkmak istemezsiniz. Ama ayakkabı giymek ayak numaranızı ne büyütür, ne küçültür. Aynı şekilde gözlükle görme netliğini fark eden insan da artık gözlüğü çıkarmak istemeyecektir. Erişkinlerde 40 yaşından sonra ortaya çıkan yakını görme probleminde (bakınız : presbiyopi) de gözlük taksanız da takmasanız da 60 yaşına kadar numaralar artacaktır. Bu doğal bir süreçtir: yakın gözlüğü kullanmak bu süreci hızlandırmaz veya yavaşlatmaz, sadece daha rahat okumanızı sağlar.
• Derler ki : “Sokaktan alınan güneş gözlükleri ve başkasının gözlüğünü takmak gözü bozar”: Yanlış! Güneş gözlüğünün gözünüzü güneşin zararlı etkilerinden koruması için UV (ültraviyole= mor ötesi) ışınlarını bloke etmesi gerekir. UV ışınlarını bloke eden güneş gözlüklerinin nereden alındığınızın önemi yoktur. UV bloke edici özelliği olmayan bir güneş gözlüğü sadece işe yaramaz, ama gözünüzü de bozmaz. Başka bir kişinin gözlüğünü takmak gözünüzü bozmaz yalnızca yorar ve baş ağrısına neden olabilir. Ancak, sekiz yaşından küçük çocuklar doğru derecelerde ve ihtiyacı olan gözlükleri takmalıdırlar. Uygun olmayan gözlük kullanımı çocuklarda göz tembelliğine neden olabilir.
• Derler ki : “Çocuklarda bir miktar şaşılık (gözlerde kayma) olması normaldir”: Yanlış! Şaşılık normal bir durum değildir. Çocuklarda gözlerde kayma doğuştan olabilir veya sonradan ortaya çıkabilir. Bazı şaşılık tipleri geçicidir ve gözlükle düzeltilebilir. Bazı kaymaları düzeltmek için ise ameliyat gerekebilir. Şaşılıkla ilgili en önemli sorun, kayan gözde tembellik gelişmesidir. Göz tembelliği erken tespit edilebilirse, çocuk 8-10 yaşına gelene kadar; ameliyat, gözlük ve kapama gibi tedavi yöntemleriyle tedavi edilebilir. Erişkinlerde göz tembelliğini tedavi edebilecek bir yöntem şu an için yoktur.
• Derler ki : “Göz nakli ile körlük tedavi edilebilir”: Yanlış! Göz küresinin tam olarak nakli günümüz tıp teknolojisinde mümkün değildir! Halk arasında göz nakli olarak bilinen ameliyat aslında kornea naklidir. Kornea gözün en dış tabakası olan saydam dokudur. Kornea kaynaklı körlüklerin (keratokonus, kornea bulanıklığı, kornea ödemi gibi) tedavisinde uygulanan kornea nakli ameliyatı dünyada en sık uygulanan doku/organ nakli operasyonudur. Kornea nakli öncesinde alıcı ve verici arasında kan ve doku grubu uyumu aranmaz.
• Derler ki : “Göz doktorları lazer tedavisi (lasik, lazer göz ameliyatı) olmazlar” Yanlış! Göz doktorları da kendi kırma kusurlarını (miyop, hipermetrop ve astigmat) düzeltmek için gözlük – kontakt lens takarlar veya gözlükten kurtulmak için ekzimer lazer tedavisi olurlar. ISRS (Uluslararası Refraktif Cerrahlar Birliği) üyesi göz doktorlarının yaklaşık % 25’i lazer göz ameliyatı olmuştur. Ayrıca, diğer insanlar gibi göz doktorları da belli bir yaştan sonra yakın gözlüğü kullanmak zorundadırlar ve şu anki teknoloji ile yakın görmenin lazer ile düzetilmesi önerilmez (bakınız: presbiyopi). Bu nedenle, yakın görme için kullanılan gözlükler ile lazer arasında bağlantı kurulması mantıki değildir.
• Derler ki : “Lazer ameliyatı (lasik) olanlar yaşlandıklarında katarakt ameliyatı olamazlar”: Yanlış!
Gözlükten kurtulmak için yapılan lazer göz tedavisi gözün en dışındaki kornea tabakasına uygulanır. Katarakt ise gözün içerisindeki saydam lensin bulanıklaşmasına verilen isimdir. Yeteri kadar yaşlanma şansı bulan herkes katarakt olur. Lazer göz ameliyatı olmuş olmanız katarakt gelişimine neden olmaz, katarakt ameliyatı olmanıza da engel değildir. Dikkat edilmesi gereken tek nokta katarakt ameliyatında kullanılacak göz içi merceğin numarasının doğru hesaplanmasıdır. Bu nedenle lazer olmuş kişilerin, senler sonra katarakt ameliyatı olacakları sırada göz doktoruna kaç derece göz bozukluğunun düzeltildiğini söylemeleri gerekir ki, cerrah göz içine konacak merceğin derecesini doğru hesaplasın.
• Derler ki : “İsteyen herkes dinlendirici gözlük takabilir”: Yanlış!
Çünkü “dinlendirici gözlük” diye bir şey yoktur!
Çok çalışıp yorulduysanız gözlük takmak sizi dinlendirmez.
Eğer bir kırma kusurunuz varsa, bunu düzeltecek gözlük ancak görüşünüzü arttırır. Yoksa düz camı takmanın anlamı ve mantığı yoktur.
Halkımız arasında yanlış yerleşmiş birkaç konuyu dile getirmeye çalıştım .
İlk anda yukarıda yazılanlar kişiye tuhaf gelebilir, ama düşününce her satırında yoğun saptamalar olan konunun doğruluğu ve bilhassa önemi anlaşılacaktır.